...şunu da unutma ki, yeryüzünde gecikmişliğin ilacı yoktur.
Sayfa 83Kitabı okuyor
Benimkisi, bile bile, akıntıya kürek çekmekten başka bir şey değildi. Bu yüzden, aklımı başıma devşirmeliydim bir an önce. Boş yere hayallere kapılıp şu insan denen yaratığa bel bağlamamalıdım. Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da, ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi. Öyle ki, onca kafa patlatmasına rağmen, binlerce yıldan bu yana kendisi bile çözemiyordu kendini… Bu yüzden, onun ne zaman ne yapacağı hiç belli olmazdı.
Sayfa 28Kitabı okuyor
"Biliyor musun ağbi, onu görünce benim içimdeki yeşiller dört parmak uzardı."
Sayfa 174Kitabı okudu
Bir insan bir insanı ne kadar çok sevebilirse , işte o kadar çok sevmiştim.
" Ben kötülük edenle kötülüğe maruz kalana aynı yüz ifadesiyle bakamam , her ikisine Dr gülümseyemem diyorum size. Bunu yaparsam o zaman da kendi yüzüme bakamam diyorum
Nefret edemeyenin sevgisi de yalandır.
Sağırdı çünkü o; kokularıma da, yeşillerime de, duruşuma da sağırdı.
Sözün özü, insanoğlu benim soyumun dilini çözememişti henüz;
kokuca konuşsam da anlamazdı, renkçe konuşsam da...
Sayfa 31Kitabı okuyor
İnsan
Öyle ki, onca kafa patlatmasına rağmen, binlerce yıldan bu yana kendisi bile çözemiyordu kendini...
Sayfa 26Kitabı okuyor
Bir bakıma, bizim ölümümüzle ısıtırlar ellerini, ekmeklerini, aşlarını bizim ölümümüzle pişirirler.
Sayfa 21Kitabı okuyor
Sen de sevmişsindir belki, sevme demiyorum, demiyorum ama âdabıyla yapın şu işi! Çamur gibi yüzünüze gözünüze bulaştırmayın!
Sayfa 88Kitabı okuyor
Çiğneyip ezdikleri şeylerin çığlıklarını da hiç duymuyorlardı tabii
Sayfa 10Kitabı okuyor
Şunu da unutma ki, yeryüzünde gecikmişliğin ilacı yoktur.
Sayfa 83Kitabı okudu
Aynı yolda yürümekten başka çaresi olmayan tuhaf birer yaratıktı insanlar; tekrarın tekrarlananın örtüsü olduğunu anlayamadan, aynı el sallayışların, aynı gülüşlerin, aynı yürüyüşlerin ya da aynı oturuşların içinden geçe geçe damaklarına bulaşan uzak bir serüven tadıyla dönüp dolaşıp aynı noktada yaşıyorlardı.
Sayfa 174Kitabı okudu
“Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.”
Sayfa 194Kitabı okudu
"Kendini anlatmak için hayat bazen beklediğimizden hızlı davranıyor. "
Sayfa 25 - Everest yayınlarıKitabı okuyor